Hocanın Keçisi
21.05.1954
Hocanın keçisi kaybolmuş… Konu-komşu adamın başına üşmüşler:
— Nereye koydundu?
— Avluya…
— Kapıyı kapadın mı idi?
— Evet!
— Kilitledin mi idi?
— Hayır…
— Gördün mü yaptığını.. Kapısız bıraktın, kaçtı…
— Canım keçi kapı açar mı?
— Sen onu bırak… Kimseye de tenbih ettin mi, göz-kulak olsun diye?
— Hayır… Lüzum görmedim…
— Hah! Gördün mü… Hiç insan eşine dostuna bizim keçiye mukayyet olun demez mi?
— Aklıma gelmedi.
— Bari yem vermiş miydin?
— Çarşıdan dönüşte verecektim..
— Hah! Aç bıraktın… Falan filân yaptın da filân falan oldu.
Hepsini dinlemiş… Dinlemiş… Mâsum gözleriyle karşısındakilere bakmış:
— Yahu! Şu söylediklerinizin hepsi doğru ve bütün gaflet, hatâ bende olsa bile… benim keçiyi alanın hiç de mi payı yok?. İnsaf edin!. Demiş.