Sitede yer alan tüm yazı, belge ve fotoğraflar “FBBM” Felek Belge Birikim Merkezi’nden alınmıştır. İzinsiz kopyalanması, çoğaltılması ve kullanılması yasaktır. Arşive yazı, fotoğraf ve belge girişleri devam etmektedir.

Özdeyiş

“Gelen gideni beğenmez, yerer, yıkar… halk da bundan bıkar. İpliği kopmuş tesbihle dua edilir mi?..”

Cumhuriyet 17.07.1965

“Basın hürriyeti, gazeteciliğin belli başlı hammadesidir…”

Cumhuriyet 28.05.1945 Basın Hürriyeti başlıklı köşe yazısından

“İnsanların aklı, gözlerine toplandığı için, her şeye gördüğü ile hükmediyor…”

Tan Gazetesi 12.02.1940 köşe yazısı

“Eğer hürriyet, bir milletin ve onu teşkil eden fertlerin, hürriyet stajı görmesi, hürriyet terbiyesi alması, ona alışması davası ise, bu antrenman, hürriyetsiz yerde yapılamaz. Bu, hürriyetin içinde yapılır, yüzme suda öğrenilir…”

Cumhuriyet 25.04.1960

“Gazetecilik bir meçhul zirveye çıkmaya benzer. Tehlikeleri aşarak yükselmek, mesleğin başlıca zevkidir. Elverir ki baş dönmesin…”

Eğitim Dergisi 01.03.1952

“Basın hürriyeti, olduğu yerden gazete sütununa geçinceye kadar bir olayı, değiştirmeden ve kimsenin müdahelesi olmadan, yazabilmektir.”

Milliyet 27.08.1982

“Neşeli milletler yaşamak ister ve yaşamak arzusu hakim olan milletler muvaffak olurlar.”

Tan gazetesi, 22.01.1934

“Gazeteci olmak, yazar omak, uzunca bir zaman ve sürekli bir sabır işi olduğu kadar, iç istekle, dış şartların izdivacına bağlı bir ‘oya’dır. Herkes, her isteyen, her söyleyen ‘gazeteci’ olamaz…”

Milliyet 21.05.1971

“Vaktiyle, alim olmak, kamil olmak, dirayetli, maharetli, nezaketli olmak hüner idi. Şimdbi bunlar meziyet değildir, hüner, böyle görünmektir…”

Tan Gazetesi 12.02.1940 köşe yazısı

“Bugünkü gibi fevkalade hallerde gazetecilik ip cambazlığına benzer. Altında da koruyucu ağ yoktur ve düşerken  bütün bir müessesenin mensuplarını da beraber düşürür…”

Milliyet 03.12.1980 köşe yazısı

“Politika bir esnaflık işidir. Çekirdekten yetişmeli, yeşermelidir. Daldırmalar çok dayanmaz…”

Milliyet 12.09.1969

“İnsanların ve toplumların da vitrini vardır. Buna biz, gösteriş, davranış, tavır ve hareket, eda, görgü gibi isimler de verebiliriz. Biliyor musunuz aziz okuyucularım, Türkiye’nin ve umumiyetle Türklerin zayıf tarafı nedir? Vitrini yoktur. Olanı da iyi düzeltilmemiştir…”

Milliyet 02.11.1970

“İnandığım gerçekleri yazamadığım zaman, aksini yazmayacak ve susacak kadar cesurum.”

Cumhuriyet 06.01.1966

“Karşımızdakini kötülemekle iyi olamayız ve iyi adamlar, siyaset âleminde dedikodu ve karalama usulünü kullanmaya tenezzül etmezler.”

Cumhuriyet 27.09.1950