Sitede yer alan tüm yazı, belge ve fotoğraflar “FBBM” Felek Belge Birikim Merkezi’nden alınmıştır. İzinsiz kopyalanması, çoğaltılması ve kullanılması yasaktır. Arşive yazı, fotoğraf ve belge girişleri devam etmektedir.

Daha mutedil olmak lâzım!

Daha mutedil olmak lâzım!

Cumhuriyet

Yayın Tarihi: 09.07.1946

Sayfa: 3

Hadiseler Arasında FELEK

(1946 Seçimleri)

Daha mutedil olmak lâzım!

Nenin nesi olduğunu bilmem amma bir seçim defteri yüzünden çıkan marazada bir bekçinin öldürüldüğünü gazetelerde okuyunca bende şafak attı.

İçlerinizden pek çoğunuz yakın siyasî tarihimizi, daha doğrusu seçim işleri, parti mücadeleleri gibi şeylerin 1908 den bu tarafa doğru olan tarihçesini benim kadar bilmez. Ben pek küçük yaşımda da olsa bu tarihi yaşamış, o yüzden hırpalanmış, hatta sürgüne kadar gitmiş birisi sıfatıyla bilhassa gazetelerimizde bugün estirilmekte olan ve bunların tesiri altındaki muhtelif yazıcılar nezdinde makbule geçen havayı asla beğenmemekteyim. Başka memleketlerde partiler veya partizanlar memlekete yapacakları hizmetleri ve karşı tarafın yapamadıklarını sayıp dökerken bizde maalesef iş şahsî münakaşa ve birbirini karalama şekline döküldü. Hatta bazı hallerde birbirlerini vatan düşmanı diye vasf etmeğe (nitelemeye) kadar vardılar. Bu vatan düşmanı, hain, alçak gibi lâflar ağızlarımızda oldukça bizdeki siyasî ve medenî terbiyenin hâlâ gelişemediğine hükmetmemek kabil değildir. Unutmamalıyız ki, muhalifi, mutabıkı bu tarlanın mahsulü, hep bir fabrikanın malıdır. Az çok fabrikasyon ve karakter farkları ile. Birbirimizin kusurlarına insanî bir müsamaha ve meziyetlerine hayırhah (iyiliksever) bir hemşeri hissiyle bakmadıkça o kadar hasretlisi göründüğümüz demokrasiyi memleketimizde hakkı ile yerleştirmemize imkân yoktur.

Gerçi bu işin acemisiyiz. Eğer demokrasi bizde ikinci meşrutiyetten – yani 1908 den – beri tatbikte devam edilecekse, yani, 31 Mart ve hareket ordusu macerası, tedhiş (korkutma) ve idare-i örfiyeler (sıkıyönetim), Umumî Harb ve İstiklâl Harbi gibi badirelerle sekteye uğramamış olsaydı, bugün çok ama çok daha olgun bir hale gelmiş bulunurdu. Böyle olmadığı içindir ki hepimizde, hatta dünya görmüş münevverlerimizde bile bir ölçüsüzlük, hatta bilgisizlik göze çarpmaktadır. Tecrübe göstermiştir ki gazeteler olsun, okuyucular ve taraftarlar olsun bu vadide aldıkları sür’ati, başlangıçta ağırlaştırmazlarsa sonradan tadil etmek güç olur. Çünkü hiç birimiz yanlış veya temposuz atılmış adımlarımızı efkârı umumiye muvacehesinde (durum karşısında) geri almak cesaretini ve yanlışlıklarımızı itiraf etmek faziletini gösterememekteyiz. Bunda belki de mazuruz. Çünkü büyük bir okuyucu kütlesinin böyle hareketleri zaaf eseri gibi görmek ihtimali daima variddir. Onun için tekrar hatırlatmayı bu memleketin ve bizzat hakikî demokrasi taraftarlarının menfaati icabı olarak sayarım ki bu ses, bu nota ve bu hava bilhassa bu müsamahasız ve insafsız hava, memlekete şimdiye kadar asla rahmet değil, hep fırtına getirmiştir.

Bir tecrübeli hemşeri sıfatıyla küçük büyük arkadaşları bu yolda ikaz etmeyi ve cümleyi itidale davet etmeği bir vazife bilirim.