Sitede yer alan tüm yazı, belge ve fotoğraflar “FBBM” Felek Belge Birikim Merkezi’nden alınmıştır. İzinsiz kopyalanması, çoğaltılması ve kullanılması yasaktır. Arşive yazı, fotoğraf ve belge girişleri devam etmektedir.

Bizim için iddialı olmayan basketbolda oyuncularımız nasıl oynadı (Tan)

Bizim için iddialı olmayan basketbolda oyuncularımız nasıl oynadı (Tan)

Tan

Yayın Tarihi: 11.08.1936

Sayfa: 5

Berlin Olimpiyatları

Bizim için iddialı olmayan basketbolda oyuncularımız nasıl oynadı

Gerçi basketbol bir iddialı spor değildi ve memlekette basketbol için bir büyük alâka sezilmezdi. Lâkin Olimpiyatlar’a giderken, İstanbul Basketbol Ajanı imzasiyle verilen tebliğler ve ağızdan kulağa dolaşan sözlerle basketbolumuzun Amerika ve Baltık memleketlerinden başka önüne gelen takımı temizleyeceği iddia edilince ister istemez, gözler spordaki bu yeni kudret ve cür’ete çevrildi. Müsabakalardan bir hafta on gün evvel Uruguay takımıyla yaptıkları egzersizi yarı yarıya bir sayı farkıyla kaybetmişlerdi ama bunu gören Basketbol Federasyonu Reisi arkadaşımız takımı toplayarak kendilerine birtakım nesayihte (nasihatta) bulunmuş ve maçı kazanmaları hususuna çocukları teşvik ve tergip (teşvik) etmişti. Bundan başka egzersizden maça kadar olan bir hafta zarfında iyice çalışarak, takımın kıymetini yükseltmesini de istemişti.

Şili takımı hakkında ise hiçbir malûmatımız yoktu. Ne ise büyük stadyum civarında bin müşkülât ile bulduğumuz bir tenis sahasında 350-400 kişi kadar bir kalabalık önünde maç başladı. Daha ilk hamlede Şilililer pasların emniyeti, demarke vaziyetleri ve hele atışlarının isabeti ile hemen göze çarptılar. Bizimkiler bu seri oyun önünde bocaladılar. İlk half-time’ı 15 — 5 kaybettik. İkinci hafl-time’da çocuklar kendilerini biraz daha topladılarsa da maalesef Şilililerin oyunlarına mukabele etmeye imkân yoktu. Bütün maç esnasında bize verilen serbest vuruşlardan tamam 12 tanesini kaçırdık. Bu da gösteriyor ki çocukların vaziyeti hazırlık noktasından da iyi değildi. Esasen toprakta oynamakta ve çabuk yer değiştirişlerde müşkülât çekiyorlardı. Şilililerin top atış, top sürüş ve pas alışverişleri büsbütün başka ve kıvraktır. Bu oyun önünde bizim sistem pek amprik kaldı. Bizim takımda Sadri, Habip, Penso, Sakalak, Şeref, Rıza ve Nailî oynadılar. İkinci half-time’ın sonuna doğru hakem Sadri’yi favul sebebiyle çıkardı.

Basketbolü normal bir şekilde kaybettik. Çocukların bu oyundan ders alarak yarın Peru — Mısır maçının mağlûbu olan Mısır takımına (*) karşı daha temiz bir oyun çıkarsalar yeridir.

Şurasını izaha mecburum ki basketbolda müsabaka şansı futbolden fazladır. Futbolde yenilen çekilir, basketbolde mağlûp bir takıma karşı ikinci bir şans daha verilir. Umalım ki bu şans işimize yarasın. (*)

Güreşin ikinci günü

Grekoromenin ikinci günü şöyle geçti. Öğleden evvel Küçük Hüseyin güreştiği Çekoslovakyalı Hyza’ya karşı güzel bir güreş yapmasına rağmen sayı ile yenildi ve tasfiyeye uğradı. Yaşar güreşmedi. Çünkü numarası tek ve son geldiğinden ikinci devreyi güreşsiz geçirmek talihine uğradı. Nuri, Balkan güreşlerinde İstanbul’a gelmiş olan Yunanlı Zakharias (Zaharya) ile yaptığı tatsız bir güreşte sayı hesabiyle galip geldi. Akşam güreşlerinde Saim, ilk Balkan güreşlerinde İstanbul’a gelmiş olan Romanyalı Borlovan ile güreşti. Bu güreş de tatsız idi. İki taraf birbirine oyun yapamadılar ve neticede ekseriyetle Romanyalı galip ilân edildi. Buna sebep Saim’in müsabaka esnasında hakemden Passivité yani “atalet” ihtarı almış olmasıdır fikrindeyim.

Büyük Mustafa yine tatsız bir güreşten sonra Çekoslovak’a sayı hesabı ile galip geldi. Adnan İsveçli Johansson’a (Yohanson) a 8,20 dakikada tuşla yenilerek tasfiyeye uğradı.

Talihli güreşçi

Günün en talihli güreşçisi Çoban oldu. Karşısına çıkan Danimarkalı Larsen’i burgu ile ve 5,58 dakikada, Yaşar da üçüncü devrede Japon Yoshioka’yı (Yuşiyuka) 13 dakika 48 saniyede tuşla yendi. Böylece yedi güreşten dört galebe (galibiyet) üç mağlûbiyetle çıktık.

İki gündür takip ettiğimiz Grekoromen güreşlerinin tarz-ı cereyanı ve bizimkilerin güreş sistemleri, bize gösterdi ki bizde Grekoromen güreşi maalesef bitmiştir. Bugüne kadar iyi bir güreş yapabilen bir tek müsabıkımız çıkmadı. Bunun sebebi ne olduğunu pek anlayamadım ama çocukların bizim memlekette yaptıkları bütün maçlarda ufak bir avantaj kaydettikten sonra, daima sayı ile kazanacaklarından emin olarak artık galebeyi tehlikeye düşürecek oyunlar yapmamak yolunu tutmaya alışmış olmalarında buluyorum. Tabii herkesin gözüne batan bizimkilerin güreşmemeleri yalnız itişmeleri keyfiyetini, ileride memleketteki mütehassıslar mütalaa edeceklerdir.

Futbol maçları

Bugünkü futbol maçlarından birisi bir büyük sürprizle bitti. Norveçliler Almanları 2 – 0 yendiler. Bu netice Norveç ve şimal (kuzey ülkeleri) takımları hakkında yanlış tahminler yapan arkadaşların ehemmiyetle mütalaa edecekleri bir şeydir. Buna mukabil İtalyanlar Japonları 6 – 0 yendiler. Bizim futbol takımının Nurenberg takımıyla maç yapmak üzere yarın hareket edeceği söylenmektedir.

Yelken yarışları

Yelken yarışlarının neticelerini almak bir türlü mümkün olmayacak. Çünkü bununla bizim kafilede yakından meşgul olan yok. Biz de yalnız matbuat bürosunun ilân ettiği neticelere bakarak bir fikir almaya çalışıyoruz.

Biz Kiel’de “Star” ve “Olimpik” denilen tek tayfalı iki tip teknede yarışa girdik. Nizamname mucibince bu iki tip tekne ile yedişer yarış yapacağız. Bu yarışlardan her bir tip için ikişer yarış yapmışız. Neticeler şunlardır:

“Star” sınıfında 5 Ağustosta yaptığımız yarışta 2 saat dokuz buçuk dakika ile yedinci, 6 Ağustosta aynı tipte yaptığımız yarışta, bir saat 51 buçuk dakika ile altıncı, “Olimpik” tipte ise 5 Ağustosta yirminci, 6 Ağustosta yirmi birinci olduk. Daha her iki tipte beşer yarışımız var.

Burhan FELEK

(*) Maalesef, telgraflar Mısıra da mağlûp olduğumuzu bildirdi.