Sitede yer alan tüm yazı, belge ve fotoğraflar “FBBM” Felek Belge Birikim Merkezi’nden alınmıştır. İzinsiz kopyalanması, çoğaltılması ve kullanılması yasaktır. Arşive yazı, fotoğraf ve belge girişleri devam etmektedir.

BURUN

BURUN

Milliyet

Yayın Tarihi:01.10.1969

Sayfa: 1

BURUN..

Siz bilmezsiniz, Sultan Hamit devrinde burun lâkırdısı netâmeli bir lâf idi. Uluorta burunla alay edilemezdi. Çünkü padişahın burnu büyüktü. Bütün Osmanlı hanedanının burunları büyüktü. Avrupa’da Bourbon’lar, Asya’da Osmanlıların burnu meşhur idi. Zaten burun bir acaip âzadır. Kırk göbek miras olarak babadan evlâda kalır. Yapısı bakımından da orjinaldir. Herkesin bir burnu vardır. Halbuki burun iki deliktir. Burun başın estetiği üzerinde en çok tesiri olan bir organdır. Onun için birçok kadınlarımız, hattâ erkeklerimiz burun ameliyatı yaptırıp çehrelerini değiştiriyorlar. Ama bana sorarsanız burun insana şahsiyet verir. Frenklerin;

— Büyük bir burun güzel bir çehreyi asla çirkinleştirmez, diye Türkçeleştirebileceğimiz bir sözü, benim iddiamı teyideder. Gerçi:

— Kaşlan göz, kusuru söz, demişlerdir ama bu güzellik vecizesi burunun insan şahsiyeti üzerindeki rolünü asla küçültmez..

Burun burundur.. Rivayete göre insanı çamurdan yaratırken burunu bizzat Allah yapmış.

— Onunla artık görüşülmez. Burnu büyümüş!

— Herifin burnu Kaf dağında!..

Gibi sözler burnun ahlaki kişiliği temsil ettiğinin de delilidir. Kaldı ki öfkelenmiş birinden bahsederken:

— Adam burnundan kıl aldırmıyor.. sözü de buruna bir dokunulmazlık vermektedir.

Burnun bir de direği vardır ki fena kokularda kırılmazlığını:

— Burnumun direği kırıldı.. sözünü söyleyenler rivayet ederler. Burun mütehassısı hekim dostlarımızdan izahını beklesek yeridir.

Dikkat ederseniz sümüklülüğüne bakmaz da burun, bir de azamet sembolü olmaya çalışır.. Onun için, birini küçük düşürmek için:

— Sen onun burnunu kırmaya bak! diye tavsiye ederler. Başımızdan geçtiği için biliriz.

Burunun da diğer baş tetümmâtı (tamamlayıcı tüm unsurları) gibi çeşitleri vardır. Gaga burun, balta burun, pat burun, sivri burun, kemerli burun, fındık burun, kıvrık burun, koç burun.. çekme burun, basık burun.

Burun, nedense öfke ve kibir gibi nahoş huyların birleştiği yer olmuştur.

Burnundan solumak çok öfkelenip çatacak yer aramak anlamına gelir bir sözdür ki mecazi kuvveti, direkt  ifadeden üstündür.

Burnu sürtmek ne demektir. Efendim, Allah bildirmesin! Sen onu siyasi liderlere karşı gelip pabucu dama atılan politika esnafına hele bir sor!

Diyecek odur ki, Türkiye’mizde insan tutumlarının envâi türlüsünü ancak burunla ifade edebiliriz. Burnun böyle bir «dilbilim» vazifesi de vardır.

Burun buruna, burnunun dibinde olmak: burnun ucunu görmemek gibi mesafe ifadelerinden başka, benzemek anlamına gelen “burnundan düşmüş!” sözü çok defa –hıh demiş!- ekiyle kuvvetlendirilir.

Buruna dair atasözlerini birden bire hatırlayamadım.. Ama:

— Hım hımla burunsuz, birbirinden uğursuz! lâfı bir tekerleme olarak gayri ciddi konuşmalarda geçer.

Lûgat kitaplarına göre burnaz sözü, büyük burun mânasına gelirmiş; ben işitmedim.. Eğer yanılmıyorsam tarihte galiba bir Burnaz Mustafa vardır. Kimin nesidir? Pek hatırlayamadım.

Aslına bakarsanız «Burun» ileriye, öne doğru çıkıntı mânasına geldiğinden karaların denize doğru çıkmış kısmına burun denir.

— Sarayburnu, Akıntıburnu, Defterdarburnu, Tokmakburnu, Kireçburnu. İstanbul’un meşhur burunlarındandır.

Madem ki buruna iliştik. Bari devam edelim:

Danaburnu bir nevi zararlı toprak böceğidir ki; bahçıvanlar hiç sevmezler. Bitkiyi kökünden keser.

Kargaburun bir nevi pense, yâni kerpetendir. Eskiden enfiyeye burun otu denirdi. Zaten enfiye kelimesi de Arapça burun demek olan enf’den gelir.

İsterseniz yazımızı buruna dair bir fıkra ile bitirelim:

Meşhur Fransız devlet adamı Herlot’ya son derece yalancılığıyle meşhur bir diplomattan bahseden bir dostu:

— Ben kendisiyle düşüp kalktığım müddetçe ağzından yalan bir söz çıktığına şahit olmadım.. deyince Herlot sormuş:

— Demek hep burnuyla mı konuşmuş! demiş.

Burnun bu önemini bilin ve her yere sokmayın! Saygıdeğer bir âzadır. Bakınız buruna hiç küfür edilir mi?..

Şimdi bu yazıyı okuyanlar:

— Acaba hangi burnu büyüğe sataşmak için yazdı bu fıkrayı? diye kuruntuya düşerler. Hattâ onu bulurlar da insanın bir kere adı çıkmasın. Üst tarafını -Allah eksik etmesin- dostlar tamamlar.

B. F.